3 Ekim 2013

kendine yetebilen şehirlere bayılıyorum . üniveristesi, organize sanayisi, tiyatrosu, parkları belki tramvayı( "ileride" metronun habercisidir gözümde) olan şehirler.aklıma ilk eskişehir geliyor, bir kaç tane daha vardır.

şehir insanını bırakmamalı. belki bilgi ve görgü artırma adına bir kaç yıllık kesinti sonra yine memlektine dönmeli insan.
yerlisi şehrini korumalı sahiplenmeli.
romantiklik mi bu?
düşünüyorum da, sabah çocuğumu okula kendim bırakıp oradan yirmi dakikada işime geçiyorum. ailem akrabalarım ilkokul ortaokul arkadaşlarım aynı şehirde haftasonu yirmi dakikada koruya mesire yerine gidebiliyorum. şehrimin tarihi merkezi korunmuş, araç trafiğine kapatılmış meydanları otobus minibüs durağı yapılmamış iyi kötü raylı sitemi ola planlarındaki yeşil alanlara bina dikilmemiş vs vs.
mesela istanbul, arada bir turistik amaçla ziyeret ettiğim güzel tarihi vakit geçirilesi bir şehir-olsa-.
dedelerimiz kırk yıl önce işsizlikten istanbul'a gelmişler şimdi torunlar mal satmak için anadolu'yu dolaşıyorlar. toplumun bu  kendi kendine eziyetini düşmanları bile yapmaz.
hepimiz istanbul'dayız, maaşı kira ve yola veriyoruz balık bile yiyemiyoruz ama "istanbul'da yaşıyoruz".

anlayamadığım devletlular hala bu şehre 3.köprü finans merkezi zart zurt yapma yaptırma derdindeler.
enteresan.


Hiç yorum yok: