How to Sell at Margins Higher than Your Competitors
Lawrence L. Steinmetz
William T. Brooks
İşte
hacim değil kar oranı önemlidir.( Business is a game of margins, not a game of volume.)
*
Müşteriler sadece fiyata göre alım yapmazlar.
Kalite,hizmet,satış yeteneği, isteneni istenen zamanda istenen yerde teslim
etmek diğer faktörlerdir.
*
3
Bir iş batmaya doğru giderken üç şey olur,
1.Brüt kar marjı düşmeye başlar
2.Maaşların satışa göre oranları yükselir
3.Satış hacmi artmaya başlar
Kitapta marjın düşmesi ve satışların artması konularıyla
ilgileneceğiz.
4
Kar Marjının Düşmesi
Kar marjının düşmesi fiyatlamada sorun olduğunu gösterir.
Brüt Kar Marjı=(Satış Gelirleri)-(Satılan Malların Maliyeti)
Satışlara göre brüt kar marjının düşmesi, ya fiyatların
düşürülmesi ya da maliyetlerin artması ile oluşur.
Kar marjının düşmesi yönetime şirketin fiyatlama ile ilgili
bir sorun olduğunu
söyler. Maliyetlere göre satış fiyatının yeterli olmadığının
işaretini verir.
Batan firmalar iflas bayrağını çekmeden epey bir süre önce
kar marjlarının düşme sürecini yaşar. Genelde maliyet artışlarını suçlarlar,
halbuki gerçek suçlu düşen düşen kar marjlarıdır: Satış fiyatı maliyetlere göre
düşüktür.
Kar Marjının Düşmesi için Üç örnek:
A.Satış fiyatında 5 tl'lik indirim
B.Maliyetler 5 tl ararken, satış fiyatının artmaması
C.Maliyetler 5 tl artarken, fiyatı 5 tl arttırmak
Satış Hacmi Artar
Şaşırtıcı şekilde çoğu iflas eden şirket satışlarının
arttığı bir dönemde bunu yaşarlar. Bu durum çoğu insanı şok eder çünkü çoğumuz
satış olmadığı zaman işyerinin iflas ettiğini düşünürüz. Gerçekte ise
"işte hacim değil kar önemlidir."(business is not a game of volume,
it is a game of margin) Eğer bir şirket kar marjını yeterli bir düzeyde
tutamıyorsa, satış hacminden bağımsız olarak, batacaktır. Ucuz mallar ve
hizmetler çok müşteri çeker.
Business is a game of margin,not volume
Çoğu büyük firma yöneticisi başarının sırrı olarak hacim ve
pazar payını görürler. Eğer bu doğruysa neden milyar dolarlık şirketler iflas
ediyor?
(ABD'deki iflas açıklayan büyük şirketlerden örnekler
veriyor.)
Fakat Biz Bunu Hacimle Hallederiz
Bir iş finansal sıkıntıya girdiğinde illa ki dahinin biri
çıkar ve fiyat kırmak ve bunu hacimle telafi etmekten bahseder-en azından
"rekabetçi" olmak için.
(ABD'deki havayolu şirketlerinden örnekler veriyor.)
8
Şirketler sorun olduğunda neden fiyat kırarlar?
Teksas’lı iki kafadar Mexico’dan tanesi 1 dolardan karpuz
alıyorlar ve düzinesini 10 dolardan satıyorlar, hem de ummadıkları kadar hızlı
bir biçimde. Günün sonunda parayı sayarken, para sabahkinden az çıkıyor. Kımıl
kımıl harika bir şekilde mal sattıkları halde neden böyle olduğunu tartışırken eski
kamyonetlerinin küçük olduğuna daha büyüğünü almaları gerektiğine karar
veriyorlar.
Şirket finansal olarak sorun yaşıyorsa bu nakit akış ve
karlılık problemi olduğunu gösterir.
Maaşlarını ve faturalarını ödeyemediğinde şirket finansal
krize girer. Organizasyon için müsamaha edilemeyecek bir durumdur. Faturalar
ödenmiyorsa hammadde gelmez, maaş ödenmiyorsa çalışacak adam kalmaz. Yöneticiler
nasıl nakit girişi sağlarız diye endişelenir. Evet tahmin ettiğiniz gibi :Bir şeyler
satarak.
Nasıl satacağız? Fiyat kırarak. Fiyatı düşürmek hemen
1.kar marjlarının düşmesi
2.maaş/satış oranın yükselmesi
3.satış hacminin artması olarak üç işaret verecektir, ki
bunlar er ya da geç firmayı iflas istatistiği yapacak.
chapter 2
Ama Rekabet Fiyatımı Kırıyor
12
Rakiplerinin fiyatını düşürüyor olması senin aynı şeyi
yapmanı gerektirmez, hatta hayatta kalmanı da garanti etmez. Neden? Çünkü
rakibinin senden daha çok parası varsa ilk giden sen olursun. Önemli nokta
şudur, rakibin senin fiyatını kırmaz, fiyatını düşüren sensin. Rakibin
ürünlerini seninkilerden daha ucuza satıyor olabilir, fakat fiyatını düşüren
sen olursun.
Customers only buy on price- or do they?
Çoğu satışçı ve işadamı insanların sadece fiyata göre alım
yaptığını düşünür.
Araştırmamız bunun böyle olmadığını gösteriyor. Gerçekte de
eğer fiyat tek kriter olsaydı, en ucuza saten tek firma bütün ürünleri satardı.
Neyse ki gerçek hayatta böyle değildir. Müşterilerin farklı kaynaklardan alım
yapmalarını sağlayan başka faktörler var demektir.
Ayrıca fiyat tek kriter olsaydı satışçılara ihtiyacımız
kalmazdı,hatta telefonlara ve satış tekliflerine de gerek kalmazdı.Bilgisayar
ve internet sayesinde siparişleri alabilirdik.
Alabildiğin En Ucuz Gömleği mi Giyiyorsun?
Şu anda alabildiğin en ucuz gömleği mi giyiyorsun? Diyelim
ki öyle, üzerine uymasaydı gene onu alır mıydın?Renk ve şekil?Hemen mi almak
isterdin yoksa siparişi verip beklemek mi? Peki şimdi hangisi daha önemli?
Şüphesiz fiyat önemliydi, fakat kararını etkileyen tek faktör fiyat değildi.
Şu an belki " evet ama..", evet perakende
mallardan söz ediyorum. Siz kurumsal satış yapıyorsunuz. Kurumsal satışlarda
fiyatın tek kriter olduğunu düşünüyorsan bir grup yöneticinin olduğu ortamda ,
piyasadaki en ucuz makineleri kimlerin kullandığını sor. Eğer bir tanesi bile
elini kaldırırsa şaşırtıcı olur. Çoğu tüketici ya da kurumsal satın almacı
fiyata göre aldıklarını söyleseler(hatta böyle düşünseler) dahi sadece buna
göre alım yapmazlar.Ama sizle konuşurken öyle olduklarını söylerler çünkü
fiyatınızı kırmak istiyorlar.
16
Bize göre, fiyat satışçının kafasında alıcınınkine göre daha
fazla önemli bir yer tutar.
19
Fiyatının yüksek olduğunu düşünüyorsan alttaki cümleler
senindir;
-“Fiyatımı duymadan önce bi otur hele”
-“Bunun için hazır mısın?”
-“Yapabileceğimin en iyisi….”
Fiyatının pazarlığa açık olduğunu söylüyorsanız,
-“Biliyorsunuz sizinle çalışmak istiyorum”
-“Uzun yıllardır müşterimiz olmanız bizi memnun ediyor”
-“Sayın müşteri, uzun zamandır bunu size satıyorum ve sizi
kaybetmek istemem”
-“Sektörünüzde iş yapmak istiyoruz”
-“200 dolara bırakırım, eğer….”
-“En büyük müşterilerimizden biri olduğunuz için belki fiyat
üstüne çalışabiliriz”
Müşteriyi etrafına bakınıp karşılaştırmaya teşvik eden
cümleler
-“Fiyatımız herkesten düşüktür”
-“Şehirdeki en iyi fiyatı verdiğimizi göreceksiniz”
-“Bizim, yeni, indirimli fiyatımız….”
Üzerime gel cümleleri
-“Nerede durayım söyle”
-“İşi almak için ne yapmam gerekiyor?”
-“1 dolara ne dersin?”
-“Buna 1 dolar verir misin?”
-“Tabiî ki bunun için daha iyi bir fiyatım var, eğer…”
chapter 3
Determining Your Competitive Advantage
21
Rekabetteki avantajınızı bulmalı ve ürününüzü
farklılaştırmak için kullanmalısınız, yoksa emtia satan olarak görüleceksiniz.
Ürün satışlarınızı bazı rekabet avantajı üzerine
kurmalısınız. Avantajlarınız
beş temel noktaya veya kombinasyonlarına indirgenebilir.
1.Fiyat
2.Kalite:Düşük fiyat rekabetteki yönlerden sadece biridir.ve
aynı zamanda da rekabetin en aptalcasıdır. Eğer satışçı olarak iyi kazanmak
istiyorsanız iki şeyi öğrenmelisiniz: İlki,düşük fiyattan başka bir alanda
rekabet etmek.İkincisi,müşteri için çok önemli bir ürünün tek özelliği
kalitedir.
24
Satış kalitesi basittir. Tabi kaliteliyseniz ve ne olduğunu
biliyorsanız.
Çoğu satışçı kalitenin "en iyi" anlamına geldiğini
söyleyecektir. Kalite, müşterinin beklentileri ve standartlarına olan
uygunluktur. Kalite "doğru" şey anlamına gelir "en iyi"
değil. Kalite müşteri istek ve ihtiyaçları için doğru şeydir, yapılmış olan en
iyi şey değil. Kalite ve en iyi kelimeleri eşanlamlı değildir.
3.Hizmet
4.Reklam/Promosyon/Satışçılık
5.Teslimat
chapter 4
Service as your Competitive Advantage
31
Domino’s Pizza’nın başarısı satış hizmetinden kaynaklanıyor.
Pizza için fatura kesiyor fakat hizmet satıyorlar. Satış başarısı sloganlarında:
“Domino’s 30 dk. Teslim edilir” Şehirdeki en iyi pizza mı? Çok azımız bunu
iddia edecektir. Şehirdeki en ucuz pizza mı? Hayır. Rakipleri mi yok? Her
köşede bir pizzacı var. Satıştaki başarısı nedir peki? Pizzayı zamanında teslim
etmek-söylendiği gibi.
chapter 5
Why you really shouldn't mess with price-buyers
40
Başaralı,tutarlı ve uzun vadeli bir şekilde rekabet
edebileceğiniz bir alan teslimattır. Müşterinin ellerine istediğini istediği
yerde ve zamanda teslim etme yeteneğiniz. Rakiplerinizden yüksek fiyatla satış
yapmak istiyorsanız teslimat kesinlikle rekabetçi olmanız gereken alandır.
Hiç müşteriniz aynı malı daha ucuza aldığıyla ilgili şeyler
anlatırken düşündünüz mü neden bunu size anlatıyor? Madem daha ucuza
alabiliyorlar, neden gidip almıyorlar da size bunu anlatmakla vakit
öldürüyorlar?
İki sebepten: Birincisi, gerçekte alamıyorlar. Fiyatı
manipüle ediyorlar, ya da teslimatla ilgili yaşadıkları sıkıntıyı saklıyorlar.
Gerçekte söyledikleri, verebildiğiniz her şeyi istiyorlar fakat
daha ucuzuna. Fakat onlar sizin teslimat yeteneğinizi,onlar için stok yapmanızı, iş yapma
şeklinizi,hizmetinizi,kalitenizi,çalışanınızı,teknolojinizi-makine parkınızı-
istiyorlar.
İkinci sebep, fiyat alıcıları başka birinden daha ucuza
alabileceklerini söylemelerindeki sebep alabilseler bile almak istemiyorlar,
veya rakibiniz satmak istemiyor. Eğer birisi daha ucuza aynısını alabileceğini
söylüyorsa kendinize şunu sorun: Neden benimle hala vakit harcıyor?
53
Çoğu düşük fiyatlı rakipler iflas ederler, hızlı bir
biçimde.
People Express Airlines, yıllar önce sıfırdan 1 milyar
dolarlık satışa ulaştı, sonra tekrar sıfıra döndü beş yıl içinde. Bir gün yok
satıyorlardı ertesi gün kepenkleri indirdiler. Akıllı kurumsal satın almacılar
zamanında teslimat ihtimalinizle düşük fiyatınızdan daha fazla ilgilenirler. Ah
tabi bir de ertesi gün şirketinizin açık olup olmamasıyla. En azından böyle
olmalı değil mi?
59
Müşteri sattığınız şeyler hakkında bilgiye sahip olmanızı
beklerler.
chapter 6
Eğer müşteriniz gerçekten düşük fiyat istiyorsa, ona satış
yapmaya gücünüz yetmez.
chapter 8
65
Eğer bazı işlerin brüt marjları neden diğerlerinden fazla
diye merak ediyorsanız cevabı basittir: Satması kolay olan şeyin marjı
düşüktür. Daha önce bahsedildiği gibi, çoğu insan satmaktan hoşlanmıyor.
Sonuçta, daha fazla insan işe giriyor, çünkü satış aracı olarak düşük fiyatı
kullanmaya meyilliler, ve birbirlerinin fiyatlarını en son noktaya kadar
düşürüyorlar.
Mesela, restoranlar kuyumculardan daha fazla batarlar. Herkes
“bilir” ki yemek satmak pırlanta satmaktan kolaydır. Belki yemek satmak daha
kolay, fakat yemekten kar etmek zor. Satış yeteneği satışçılara her zaman
yüksek kazançlar/ödüller sağlar.
66
Eğer fiyatı
düşürürseniz ne kadar fazla satmalısınız?
1.000.000 $’lık satış gelirimizin, 650.000 $’ı satılan
ürünün maliyeti. 350.000 $ brüt karımız var.
Brüt marj gerçekte ne anlama geliyor? Bir ürünü 1 $’a
sattığımızda, bu bize 65 cent’e mal oluyor, 35 cent brüt karımız oluyor. 1
$’lık mal sattığımızda 35 cent brüt kar potansiyelimiz var. Sonra bu değerden
sabit ve değişken maliyetleri çıkarmamız gerekiyor. Örneğimizde
0.15 cent değişken gideri de çıkarttığımızda 20 cent
potansiyel karımız vardır. Her 1 $’lık satışımızda 20 cent potansiyel karımız
vardır, 1.000.000 $’lık satış ve 200.000$ sabit gider ile biz başa baş
noktasındayız. 1.000.000 $’lık satışın üstüne yaptığımız her satıştan 20 cent
şirketin karıdır.
70
Fiyatımızı %10 düşürdüğümüzde brüt karımız %35’ten %28’e
düşüyor.
=(0,35-0,28)/0,35=0,20
à
Brüt karda %20’lik düşüş.
71
%35 brüt kar marjı ile, fiyatları %10 düşürdüğünüzde satış
hacminizi 1.000.000 $’dan 1.800.000 $’a çıkarmalısınız ki zarar
etmeyesiniz(yeni başa baş noktanız).
$ bazında %80 artış, miktar bazında ise iki kat daha fazla
adet satmalısınız. Neden iki kat?
1.800.000 $’lık satışta her bir üründen 90 cent elde
ediyorsunuz.
1.000.000 $’lık satışta her bir üründen 1 $ elde
ediyordunuz. Satılan malın maliyetlerine baktığınızda da bunu görebilirsiniz.
650.000 $’dan 1.300.000 $’a çıktı. Hülasa, %35 kar marjı ile %10 fiyat
düşürürseniz iki kat daha fazla satmalısınız. Dahası, kar marjınız %25 ise üç
kattan daha fazla satmalısınız ki %10’luk indiriminizi tolere edebilesiniz.
Soru 1: İki kat daha fazla satış yapabilecek misiniz?
Soru 2: Eğer iki kat daha fazla sipariş alırsanız kaliteden
fedakarlık etmeyip üretip zamanında gönderebilecek misiniz?
Soru 3: Eğer bunu da sağlarsanız yeni müşterileriniz kimler
olacak?
Cevap 3: Fiyat alıcıları, ucuzcular ki ödemede tembeldirler.
Soru 4: Gene de devam edip iki kat daha fazla satıp yine
aynı parayı kazanmayı istiyor musunuz?
Cevap 4: Daha fazla çalışıp, iki kat daha fazla satıp
başladığın yerde olmak mantıklı görünmüyor, değil mi?
74
Satış fiyatınızı %10 arttırdığınızda durum ne olur?
Brüt kar marjı %35’ten %41’e çıkar, sabit ve değişken
maliyetler aynı kalır, ve 100.000 $ kar elde edilir. Yeni başa baş noktamız ,
fiyat artışı ile ne kadar satış kaybedebileceğimizi söyler.
Yeni durumda satılan malların maliyetini, satış gelirini
0.59’la çarparak buluyoruz. Bu da 421.000 $.
Değişken maliyetleri 0.13’le çarparak buluruz.
%10 fiyat artışı ile 1.000.000 $’lık cirodan 714.000 $’lık
ciroya düştük.Yeni birim fiyatımız 1.10 $’dır. Buradan ne kadar daha az satış
yapabileceğimizi bulabiliriz. Satılan malların maliyeti de bize ne kadar az
satacağımızı gösterir. 650.000 ‘den 421.000 $’a düştü. Aynı parayı kazanmak
için(başa baş noktası , başlangıçta sıfırdı) %34 daha az adet satabiliriz.
Özetle, %10 fiyat artışı ile %34 daha az satış adedi ile
aynı parayı kazanabiliriz.
80
Eğer gerçekten daha sıkı çalışıp %80 daha fazla kazanmak
istiyorsanız, neden şimdi daha fazla çalışıp daha fazla kazanmıyorsunuz?
83
How to Face a Competitor’s Price Cuts
Durum 1: Rakibin fiyat kırıp kırmadığını, kırıyorsa ne kadar
olduğu bilmiyorsun.
Çözüm: Fiyatını değiştirme, müşterini gözlemle. Rakibin ucuz
olduğunu duyuyorsan, müşterin daha ucuza alırım/alıyorum diyorsa budan emin ol.
Dersine çalış, orduda buna istihbarat denir. Rakip gerçekten düşük fiyata
veriyor mu? Yoksa teslime demeyeceği teklifler mi dağıtıyor? Veya fiyat özel
bir uygulama için mi, “A’yı alırsan B şu fiyata olur”, “2 yıllık satınalma
garantisi ile bu fiyat” gibi. Ayrıca rakibin bu ürünü üretimine devam ediyor
mu?Yoksa stokları mı eritiyor? Bunları nasıl öğreneceğini merak ediyorsan,
onları arayabilirsin, işyerini dışarıdan gözlemleyebilirsin,giren çıkan araç
sayısı,stok miktarı…Hayal gücünüzü kullanın.
Durum 2: Fiyat düşürüldü, satışların düşmedi. Satışların
istikrarlı ama onlar fiyat düşürdü.
Çözüm: Satışlarınız etkilenene kadar fiyatınızı
değiştirmeyin.
Durum 3: Fiyat düşürüldü, ve satışların ciddi şekilde
etkilendi.
Çözüm:Daha önce de bahsettiğimiz gibi, uzun ömürlü
şirketler, yüksek fiyattan satış yapan ve kar eden şirketlerdir. Bunlar,
teslimatta, kalitede ve hizmette rekabet ederler.
Durum 4: Fiyat düşürmek artık son çareniz
Çözüm: OK, her şey için çözümümüz yok. Eğer fiyat
indirecekseniz,
- Geçici olarak yapın
- Rakibin indirimi kalıcı ise, üründen çıkın
Bir noktada, artık çözüm yoktur. Eğer rakibin kaybedilecek
tonlarca parası varsa, işi bırakın.
Fiyat kırma kendi kendine zarar vermektir, bunu yapanlar
fiyat kırmaktan başka bir şey bilmedikleri için yaparlar. Fiyattan başka
alanlarda rekabeti öğrenebilirseniz şirketiniz kar edecektir.
88-çerçeve
Neden müşteri hizmetlerine, kaliteye, pazarlamaya, tam
zamanında teslimata önem vermek fiyat düşürmekten daha mantıklıdır?
%35 brüt marjla çalışılan bir işte fiyatları %2 düşürmek
satış hacminin $ bazında %11 artmasını gerektirir. Yeni başa baş noktamız
1.089.324 $ olacaktır. Adetsel bazda hesaplamak için, 0.65 olan ürün maliyeti
0.66’ya çıkar. Bunu 1.089.324 $ ile çarptığımızda 722.549 $’ ı buluruz. Adetsel
bazda %11 daha fazla ürün satılması gerekir.
1 milyon $’lık ciroda müşteri hizmetlerine harcanan 5000$’ı
15.000$’a çıkartmak 10.000 $’lık ek maliyet getirecektir. Hesaplamalarda bunu
sabit gidere ekleyelim.
Bu farkın başa baş noktasına etkisini hesapladığımızda yeni
başa baş noktamızı 1.050.000 $
olarak buluruz. Ciroda %5’lik bir artış demektir.
Eğer kalite,hizmete,teslimata daha fazla önem vermek ve
kaynak ayırmak, fiyat düşürerek bunu da volumle telafiye etmeye çalışmaktan
daha kolay olacaktır.
98
Eğitimli,profesyonel müşteriler
Hiç kurumsal satınalma ile ilgili bir eğitime katıldınız mı?
Öğretilen birinci şey, müşteri olarak fiyatı düşürmeye çalışın. Her
zaman.İstisnasız. Ne aldığınızın önemi yok, her zaman pazarlık edin. Bu düşünce
bir dogmadır. Asla sorgulama, pazarlık et. Bunun sebebi nedir? Bütün fiyatlar
pazarlığa açıktır. Pazarlıksız fiyat diye bir şey yoktur. Fiyat sadece bir
rakamdır. Hayır biz araştırıyoruz,hesaplıyoruz sense fiyat bir rakamdır
diyorsun. Gene de derim ki ben satıyorsam ben bir rakam seçiyorum, satan sensen
sen bir rakam seçiyorsun.
Birileri fiyat belirler, birileri de biryerlerde bu fiyatı
seçerler. Satışçı olarak sana düşen eğitimli bir satınalmacının indirim
isteğine, olumlu “sinyal” vermemektir.
99
Ders 1: Eğer bir müşteri indirim istiyorsa, yanlış
yaptığınız anlamına gelmez. Fakat siz “indirim sinyali” veriyorsanız, bu
müşteriyi cesaretlendirecektir. Ders 2: Birinin indirim istemesi, bunu size
mecbur kılmaz. Satışçıların büyük çoğunluğu satış yapmak için indirim yapmak
gerektiğine inanır. Maalesef çoğu da müşteri istemeden bile indirim teklifi
yapar.
Kanıt isterseniz şuna bakın.
Hiç evinizi arabanızı satışa çıkardınız mı? Öyleyse, fiyatı
nasıl belirlediniz? Tamı tamına satmak istediğiniz rakamı mı yazdınız yoksa
biraz üstüne koydunuz mu? Koydunuz değil mi?
Buradaki ekstra marj müşteriye pazarlık ettiğinde fiyat
düşürme zevkini tattırmak içindi. Fakat maalesef pazarlıkla fiyat indirmenin
müşteriyi iyi hissettirdiğine dair bir kanıtımız yok, aksine mükerrer
satışlarda daha fazla indirim için üzerinize geleceklerine dair kanıtlarımız
var.
Kanıt:Araba satıcıları. Kimse etiket fiyatına inanmaz.Kimse
o fiyatı ödemez. Müşteri gelir,satış temsilcisiyle kıran kırana pazarlığını
yapar,indirimini alır ve bu müşteriyi memnun etmez. Bu insanın güvenini yitirmesine
sebep olur, hatta öfkelendirir.
Çoğu insan pazarlıktan hoşlanmaz, fakat yapar. Hele de
satıcı fiyatının pazarlığa açık olduğunu ile ilgili sinyal verirse üstüne
gitmeye devam eder.
100
Premium fiyattan satmanın üç kuralı
Kredibilite:Müşterin mutlaka sana inanmalı.ve verdiğin
fiyattan satış yapacağına inanmalı.
Kesinlikle ürünle ilgili bir şeyi yanlış yansıtmamalısın.
Kimse mazeretler için iyi para vermez.
Yalan söyleme.
Fiyatının yüksek olduğunu düşünme: Kişisel olarak böyle bir
hissin varsa, bunu müşteriye yansıtırsın.
Fiyatlarınızın yüksek olduğunu düşünürseniz, bunun
“sinyal”ini bir şekilde iletirsiniz. Yüksek fiyatla satış yapanlar, bunu
mantıksız bulmazlar. Fiyatlarının rakiplerinden yüksek olduğunu bilirler, fakat bu fiyatın çok yüksek olduğu anlamına gelmez.
Fiyatın sadece bir rakam olduğunu hatırlayın. Ve birisi her zaman yüksek bir
rakama sahip olacaktır. Satıyor olduğunuz şey değer olsun. Ödediğiniz fiyatla
karşılaştırıldığında elde ettiğiniz şey değerdir. Sonuçta insanlar değer satın
alırlar, fiyat değil. Akıllı bir müşteri sizi fiyat yönünden zorlayacaktır.
Müşterine Saygı Duy:Müşteriniz, yüksek(Premium) fiyat
ödediğini biliyor. Aptal değiller. Bundan dolayı da beklentileri farklıdır, bu
beklentileri karşılamalısınız. “Makine soğuktu, elektrik gitti” yerine “Ne
zaman istiyorsun?Sorun değil”i duymak isterler.
116
Asla kişiselleştirmeyin. Kişiselleştirdiğinizde karşı
karşıya gelirsiniz, bu da anlaşmazlık doğurur.
chapter 18
211
Fiyatlama Hakkında Kılavuz
Temellerine indiğinizde aslında iş yapmak hiç de karmaşık
değildir. Bir şeyler üretmeli ve bunu maliyetinden yüksek bir fiyata başkalarına
satmalısınız. Bir kaç milyon ayrıntının haricinde aslında hepsi bu kadardır.
Sizi temin ederiz ki fiyatlama yapmak çok çok zor bir iştir.
Genelde de çoğu işadamı
fazla fiyat yazmaktan ürkerler. Dolayısıyla da fiyatta
şüpheleri varsa düşük tarafta kalmayı yeğlerler.
Fiyatınız çok mu düşük çok mu yüksek buna karar vermek
zordur.
Gelin önce felsefesine girelim. Soru şudur: biz piyasada
pahalı rakip mi olacağız yoksa
düşük fiyat veren rakip mi?
Biz bu kitapta genelde pahalı olun dedik fakat ucuzcu olmayla
da ilgili ciddi sebepler vardır. Genelde ucuzcu olmak aşağıdaki şartlar
oluştuğunda gerçekleşir;
212
-Sattığın şeyler oturmuş piyasadadır:stabil bir ortamda
yüksek fiyat vermek zordur. Herkes hemen hemen aynı işi yapar aynı hizmeti
görür."me too" pazarında rekabet ediyorsan kalabalıkla birlikte
takılırsın.
-Piyasada ürününün benzeri ve aynısı bir çok ürün vardır: Ürününü
farklılaştıramamışsan yüksek fiyatla satmak zordur. Emtia bilse satsan yüksek
fiyatla yapmak mümkündür hızlı teslimat iyi servis gibi şartlarla. Fakat çoğu
işadamı bunu düşünemez ve istemez.
-Pazar senindir: Pazarın tamamına yakını sendeyse, rakipleri
saf dışı etmek için fiyatı düşük tutabilirsin. Fakat düşük kar marjları
ROI(return of investment/yatırımın getirisi)yi de düşürür. Yeni yatırım
yapamazsın. Eğer pazarı domine eden ve sonradan batan bir firma için örnek
gerekirse,Railway Express Agency 1950'lerde en büyük oyuncuydu.ve bugün
yoklar.O günden bu yana UPS,FedEx,DHL gibi şirketler doğdu.
-Ürününü satmak pahalıya gelmiyordur: Reklam pazarlama
bütçen düşüktür. Eğer sokakta dahi satabildiğin bir ürünün varsa ve satışlar
garantiyse ucuzcusundur ve büyük ihtimalle yakın zamanda aynı ürünü senin gibi
satan bir çok rakibin olacaktır.
-Müşterin ürün maliyetini biliyordur:
Fiyat alıcıları senin para kazanmanı istemez. Eğer düşük
fiyata veriyorsan bile onlar bundan kar ettiğini, etmesen satış yapmayacağını
düşünürler.
216
FİYAT NE ZAMAN YÜKSEK NE ZAMAN DÜŞÜK TUTULMALI:
Rekabet ortamında bunu bilmek zor, fakat şu temel gerçektir:
fiyatını rakibin fiyatına göre belirleyemezsin. Rakibin batıyor olabilir, ne
yaptığını bilmiyor olabilir, harcamak için çok parası olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder