28 Aralık 2009


SON SULTANLARIN İSTANBULU'NDA
(UNDER FIVE SULTANS,1929)
MARY MILLS PATRICK
TÜRKÇESİ: AYŞE AKSU
DERGAH YAY.,2009

340 sayfa,orta hacimli,dizinli.
Yayınevi'nin sunuşu, çevirmenin önsözü kitap hakkında söylenecekleri neredeyse bitiriyor-benim için.


Yazar Amerikalı misyoner Mary Hanım,21 yaşında melmeketinden kopup Doğu Anadolumuz'a geliyor.Gelirken yalnız değildir, kendisi gibi düşünen eyleyen bir grupladır.

Elli üç sene Türkiye'de yaşıyor, üç senesi Erzurum civarları kalanı İstanbul'da: Kurulmakta olan İstanbul Kız Koleji'ne adamaktadır kendini.

Kimdir bu beş sultan:Abdülaziz,V.Murad,II.Abdülhamid,Mehmed Reşad,Vahdeddin.

Yazar(ve Koleji) zaten Abdülaziz'in son demlerine yetişmiştir ve Abdülhamid dönemi harici de çok ciddi yerel sorunlarla karşılaşmamış,Balkan Harbi'nde,Cihan Harbi'nde İstanbul'un sefaleti Kolej'i ve Kolej'de yaşayanları etkilemiştir fekat bu kaçınılmaz idi.Bunun dışında Abdülaziz olsun öbürleri olsun hele de "ihtilalleri tarihin en göz kamaştırıcı hadiselerinden biri olan Jön Türkler" şahane insanlardır.

Abdülhamid,Türklerin yabancı okullarda okumasını yasaklamış,Meclis'i kapatmış,"Bugünkü devletlerin dahi kabul edeceğinden daha idealist bir biçimde eşitliği müdafaa eden bir "Mithat Paşa'nın(sy 139) Kanun-i Esasi'sini iplememiş O'nu sürgün etmiş "şehid etmiş"(sy 157),"ikiyüzlü","düzenbaz","ilkesiz","cahil" ... biridir.(sy 145,150,169...)
Önce Abdülhamid'e giydirdiği yerleri not ettim fekat Yazar'ın ısrarlı tutumu beni pes ettirdi:Abdülhamid tam bir baş belasıydı,her fırsatta zemmedilmeli idi.

Kitapta, yazarın dini kimliği hemen hiç yok gibi,Okul'da misyonervari faaliyetler de aynı minvalde,onun yerine bol bol siyaset,diplomasi ve aralarda Okul'la ilgili gelişmeler,yazarın yine okul için geliştirdiği sosyal ilişkiler. Bir de zannediyorum kitabı yazarken biraz tarih çalışmış ki bu benim zayıf düşüncem zira yazarımız bizzat tarihin içindedir:Abdülhamid ile neredeyse görüşecektir,randevulaşılmıştır;Yazarımızın arabası Sultan Reşad'ın arabasının önüne çıkmıştır kazara,Çırağan yanarken civardadır vs...Avrupa ülkelerinin elçilikleriyle çok iyi ilişkiler içerisindedir. Burada tabi Almanya'ya,Alman imparatoruna("...bu büyük hükümdarların her ikisi de gerçekleşmesi imkansız düşüncelerin peşinden gidiyordu.sy186) da Abdülhamid ile olan "iyi" ilişkilerinden dolayı biraz mesafelidir:Yaşasın İngilizler!

Mary Hanım neresinden bakarsam hayran olduğum biri: Genç yaşında ailesinden ayrılıp(ki ilk sayfada daha önce evinden iki haftalığına bile ayrılmadığını anlatır),kıta değiştirir. Bu arada çat pat almanca biliyordur. Anadolu'ya geldiğinde Ermenice,Rumca vs. memlekette konuşulan dilleri öğrenmeye başlar.Bu arada(hangi arada bilemiyorum, master yapar,alamanyada isviçrede derslere gider),hayatının elli yılını bambaşka bir memlekette biribirinden farklı milletlerin çocuklarına ders vererek onları eğiterek ufuk açarak geçirir.

sy 127: Yazar Rumca öğreniyor.
sy 129: Yazar Kolej'in ilk mezuniyet töreninde Ermenice sözlü imtihan yapıyor.Bu dilin Ermenice olduğunu çevirmenin dipnotundan öğreniyoruz zira yazar"memlekette konuşulan dillerden biriyle" olarak geçiyor kitabında.
sy 146: Kolej'in ikinci yılında eğitim dili İngilizce oluyor.
sy 148: 2.Abdülhamid'in cülus törenini izliyor,öğreniyorum ki Eyüp Camii'ne müslüman olmayanlar alınmıyor.
sy 189: Alman üniversitelerinde kadının yeri/durumu.(yazar Almanya'da ders almaktadır üni'de)
sy 198-199: Kolej'in ilk Türk mezunu Halide Edip bahsi.

Kitapta benim gözüme çarpan iki küçük hata ;
sy 74: "Türkiye'nin Amerika elçisi" denmiş, doğrusu "Amerika'nın Türkiye elçisi" olmalı.
sy 185: Alman kayzeri 2.Wilhelm'in İstanbul'u ilk ziyaret tarihi "1899" olarak verilmiş, "1889" olmalı.( Üç kez gelmiş:1889,1898,1917)


Dergah Yayınları'ndan Allah razı olsun diyorum,çevirmeni detaylı,kuşatıcı dipnotları bilgilendirici önsözü için tebrik ediyorum.Batının Gözüyle Türkler serisi'ni kitap fuarında gördüm ve ilk olarak bu kitabı seçtim inşallah ömür yeterse diğerlerini de okuyacağız. Zararından neresinden dönülürse kardır eyvallah, şöyle ya da böyle şu gerçek karşımızdadır bu kitap dilimize 80 yıl sonra çevrilmiştir.

Hiç yorum yok: